Bu ilin oktyabr ayında Türkiyənin Adana şəhərində keçirilən 4-cü Uluslararası Türk şeir və muzik festivalı ilə bağlı təəssüratlar tədbir iştirakçıları tərəfindən qələmə alınır və paylaşılır. Müstəqil.Az türkiyənin tanınmış şairi, keçmiş polis işçisi, qazi, içində Azərbaycan sevgisi gəzdirən, Lələ təpə uğrunda gedən döyüşlərdə misilsiz qəhrəmanlıq göstərərək şəhid olan 7 kəşfiyyatçımızın qəhrəmanlığından bəhs edən poemanın müəllifi Cahit Günayın təəssüratlarını olduğu kimi yayınlayır:
4-cü ULUSLAR ARASI TÜRK DUNYASI SIIR MÜZIK FESTIVALININ ARDINDAN
Misafirlerlerimiz gelmeye başlamış, en ince ayrıntıları da düşünülerek hazırlanmış oldukları otellerindeki odalarında, iki günlük çok uzun meşakkatli yol yorgunluğunu atıp yarınki programa hazırlanmak için dinlenmeye geçmişlerdi..
yeni güne, yurt içinden gelen misafirlerin kaldığı otelde hemşerim Tahir Görenli, Sıtkı baba, Malatya’dan Mustafa Şahin, Sadi Atay‘la başladık, çayların sohbetimizle demlendiği zaman dilimi, dostlarımızı da yanmızda bir bir çoğaltıyordu.
Yan taraftan fotoğraf makinesinin deklanşör sesi duyulmaya başladı, görmeden İsmail Hakkı Bağdat abi, olmalı diye düşünürken, atom karınca çoktan başlamıştı bile anı durdurmaya…..
Hemen karşımda zerafetin yazılı kitabı kaybolsa bakılarak yazılacak
Izmir Hanımefendisi, Gülten Yücel, Nevra Çağlayan, Onun yanında yine takmış takıştırmış takılarıyla Emine Sonal ablam
Her gelenle, sanki birazdan selam verecek gibi bekliyoruz, Ağabeyim, vekilim, Süleyman Coşkuner‘ı, Metin Barbaros‘u, Sadık Aktaş‘ı,Arzu Yılmaz Dağdemir‘i, Zafer Direniş‘i, Murat Ərturan‘ı, Rufat Muradli, Haci Malik Hekim Xelilov‘i Borçalı cemiyet başkanı, ELÇİBEY’in yol arkadaşı kıymetli ağabeyimZalimxan Mammadli‘yi İsmail Hakkı Erdoğmuş‘u
Azerbaycanın karakoçu İltimas İsmayıl‘yi,
Cesitli nedenlerle gelemeyeceklerini
Bilmiş olsakta gönlümüz gözlerimize sorup durdu…
Ve birazdan, bizim ihtiyarla, ced başkanımızın da ricası ile yurt dışından gelen misafirlerimizin kaldığı otele geçtik,
önceden tanıdığımız tüm dostlarımızla tek tek hasret giderirken, yeni gelen dostlarımızla da tanışıp hemencecik kaynaştık.
Kahvaltıdan hemen sonra toparlanarak Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla kültürel gezilerimiz ve resmi kurumlar ziyaretimizi anıta çelenk koyarak başlatıp
Adana valiliği ve Büyükşehir Belediyesi ziyareti ile devam ettik.
Vali bey ve Büyükşehir yetkilileri Türk devletinin tüm samimiyetini, sıcaklığını en üst seviyede kabul buyurarak gönül dostlarına hissettirdiler.
Sonra kültür gezileri kapsamında Adana’yı gezerken, Menderes adası ve bulvarınında yeni yüzüyle karşılaştık, çok güzel olmuştu emeği geçenlere teşekkürler
Ayrıca Adana valiliği, Büyükşehir sarıçam belediyeleri bizleri en güzel mekanlarda ağırlanmanın onurunu yaşattı
Akşam yemeğimizi,
Küçük bir tezğahta başladığı dönemlerini bildigim, Yaşar Kaburgacı Aydın‘da yerken, zamanın onlar adına ne de güzel şeylere şahitlik etmiş olduğunu…
Üçyüz kişiye on dakikada Servis yapıp
çaylarının ve tatlılarının ikram edilebileceğini de görerek şahitlik ettim…
Bölgemize böyle bir mekan kazandırdıkları için Yaşar usta ve oğlu Uğur’ a teşekkür ediyorum…
VI
Evet gece Ramazan Oğlu konağında Azerbaycan ced onursal başkanı İlgar Turkoglu ve Irak yazarlar Birliği başkanı Esat Erbil‘in konuşmalarından, hemen sonra çırpınırdı Karadeniz parçası eşliğinde bir kanadı Türkiye Bir kanadı Azerbaycan bayrağı olan Bozkurt bakışlı bir Kartal belirdi sahnede “Türk’ün başı Türkiyem” diyerek
gönüllerde, birkez daha taht kurup
birkez daha Türk’e kör, Türk’e sağır olan dünyada intikamını aldın, Aida Zeynalova
… Sonra mahçup, gizemli,
kaderin alnına çizdiği çizgileri gülüşleriyle bile saklayamayan, edebiyatçı, akademisyen, sporcu, şehit eşi Arzu Nehremli ‘yi tanıdık ” sen ne güzel bir annesin öyle” diyor, sahnede yüzlerce kişinin haykırdığı sesle tekrardan, diyorum ki ;
“Ad günün kutlu olsun
Iyi ki doğdun Arzu Nehremli.”
Ardından hep birlikte siyam ikizleri gibi görünen kankası Lala Madatova, hanımın yanından, ayrılarak aşk şiirlerini nefesinde mayalandıran
Akademisyen, felsefe doktoru, Adile Nezer hanım, sevda rüzgarları estiriyordu sahnede, sevda şiirlerinin adresi benim dercesine,
Şairler, ardı ardına
Aysel Xanlarqizi Safarli, Aysel Fikrət, Latafat Jabbarli….
Davudi sesli, kerküklü şair 09 Aydin Aslan ağabey,
“sorma beni, sor beni diye”
çok duygu yüklü bir şiirle haykırırken, Ümit Hikmet Kerkük’ü, Felah Yazaroglu, Riyaz Demirci, Qudret Huseynov,
Üstadlar,
Saz ve söz sanatçıları
Zeka Vilayatoğlu, Asiq Azer Fermayiloglu ile birlikte
Salonda güzel anılara taşıyordu bizleri,
Turan ana, Elmira Aslanxanli, okuduğu şiir ve vurgular, tek kelimeyle mükemmeldi,
ayrıca getirdiğiniz, Azerbaycan bayrağı, kızım Eylül sultanın ders çalışma masasının en güzel yerinde
dururken, Esat Erbil ağabeyin gökbayrağını, Kayra Reis kamulaştırdı. Cumhuriyet bayramında sallayacakmış, o öyle diyor, yani emanetler emin ellerde,
teşekkürler size..
Turan ana sahneden indikten sonra,
sıra bana gelmişti,
Azerbaycan’da yaşanmış gerçek bir hayat hikayesi olan mezarsız yedi Zenğilan yiğitlerinin, şehadetleri seneyi devriyesinde
“kurt kayalar ölmez turanı kuracaklar” diye haykırdım,
kendi yazdığım şiirimle
iman ediyorum ki Allah nurunu tamamlayacak
Ve yine iman ediyorum ki, kurt kayalar ölmedi, ölmeyecek Turan’ı kuracaklar diyerek içimden geçirirken, tebriklerle birlikte, Özbekistanlı edebiyatçımız Hasanboy şiiri çok beğendiğini izin verirsem Özbekçeye çevirmek istediğini söylemesi, İsmail ve Altı Yiğit kardeşlerimin hayatının bir kısmının Özbek kardeşleri tarafından okunacak olması beni mutlu etti.
…Yakup Karaca, Elli Atayurt, Fahretdin Orudj, Ayaz Arabaçı, Nigar Agalarova, Birde baktık ki
gece hiç bitmesin dediğiniz anda sabahı açıklamıştı bize!
VII.
Ikinci gün
Yine kültür gezileri kapsamında karaisalı Belediyesi, sınırları içerisindeki, tarihi ve doğa güzelliklerini görmek için çıktığımız yolculuk, çok güzel tanışmalara şahitlik ederken, şiirler, sarklar eşliğinde devam etti. otobüsün lideri konumundaki Necibe ılkin hanımın, dar alanda kıvrak dansları, ses sanatçılarına eşlik edişi, herkesi büyülerken,
Son gün rahatsızlanması da bizi ziyadesi ile üzdü, geçmiş olsun Necibe sultan
….Bir edebiyatçı doktor tanıdım, her haliyle işte Türk dedirten, iyi ki tanıdık sizi iyi ki varsınız Refiqe Abbosova..
…. kazak arkadaşımızla aynı dili konuşamasakta, müziğin evrenselliğinden faydalanarak yan yana koltuklarda yolculuk yaptığımız, Şair, TV yapımcısı, sunucu, Tolkın Kabılşa hanımın okuduğu şarkılar harika idi, İyi geldiniz bize, iyi ki tanıdık sizleri Tanagöz Tolkınkızı , Saqınış Namazşamova…… hepinizi çok sevdik teşekkürler, belkide daha fazla ilgilenebilirdik, eksikliklerimiz
Mutlaka olmuştur, Bu durumda burdaki Türk kardeşleriniz, der ki, “kusura bakmayınız”,
Otobüste Mansur Ekmekçi‘nin
Ben kadından korkmam şiirinden sonra, kadınların bakışları arasındaki
Mansur ağabeyi yalnız bırakmamak için, erkek dayanışması sergileyip
hep bir ağızdan, şalgamı içtiniz, Kebabı yediniz “Mansur’u yedirtmeyiz” diye bağırdık,
“Hepimiz Mansur’uz, hiç birimiz korkmuyoruz”
Her güzel şey gibi, yine menzile geldik, yine bitti yolculuğumuz, Azerbaycan’lı dostlarımızın deyişi ile hamımız düştük otobüsten..
Tarihi Demir yolu, köprü ve doğa güzelliği hepimizi bir yerlere dağıtacak iken, o ana kadar belleğimizde çıt kırıldım haliyle tasfirlenen
Tebrizli, şair Somaye Asadi, kardeşim
“Güya Turan, güya birlikte devlet”, burda bile birlik olup toplu resim cektiremiyorsak ..Yazık bize, cok yazık dedikten hemen sonra, Hepimiz ip gibi dizili verdik, Emrah kardeşim başladı anı durdurmaya, bense mutluluktan dört köşe,
kendi kendime Türk’ün dağınıklılığı, lideri görünceye kadardır dedim, Oguz’da ne Kürşad, nede Tomris biter hoşgeldin Tomris Kağan sizi tanımak çok güzeldi..
Karaisalı, Kültür gezimizin bitmesinin hemen ardında
belediye baskanımızın davetlisi olarak, kendisinin de hazır bulunduğu mekanda, yemekler yenilip proğrama başlandı,
Başkanın konuklara, Yunus yuva imzalı olduğunu tahmin ettiğim, ahşap zemin üzerine, Atatürk çalışması olan, hediyeler çok güzeldi, bu vesile ile Yunus kardeşime, tekrardan rabbimden acil şifalar diliyorum..
Şiirler, ödüller, plaketler derken..
Çukurova sıcağında, dışı dünyaya entegre, içi kendine ayarlı,
Bütün gözlere, aynı anda bakıp eşit oranda yakan, bir çift göz ve müthiş sesle tanıştı misafirler, birinci, ikinci derken, üçüncü şarkıdan sonra hiç Kimse göz yaşlarına hakim olamıyor, gözleri kan damıtırken, ruhlarıda, sanki ardı ardına en tesirli bombaların etkisi altında kalıyordu..
kardeşi ile birlikte Aybeniz Garagile Gafarli, Hanımın misafiri olarak festivale gelen Suma Tapdıqova, Altı yaşında geçirdiği bir Trafik kazasında gözlerini kaybetmiş olan bir kardeşimiz, Teşekkürler Aybeniz hanım bizleri böylesi güzellikle tanıştırdığınız için…
Salondan ayrılmadan önce, edebiyatı edeple birleştirmiş, karizmatik Reis , Abdulhadi Bay, Ramiz Qusarçaylı, Aksaçlı Şair Necati Coşkun, Şevki Kayaturan,
Handan uçar, Tülay… Elif Ergan Tülece, hanımlarla oturup konuşmak nasip oldu.
Sadettin başkanla vedalaşıp ayrılırken akşam yemeği, tam bir Adana klasiği, özlediğimiz üç urup ekmek arası kebap dürüm, salğam, müthişti, herşey için teşekkürler Sadettin başkanım, onur duyduk, sizle ve hemşeriniz Sadi Atay’la..
… Tabi kadirşinas insan, can dostum.. misafirlere hizmet için, kendinin de misafir olduğunu bir kenara bırakarak, çay, yemek servisi yapmak adına çırpınıp durdu, teşekürler Zeyit Serin,
VIII
Yine yollardayız, otele geçme vakti Azerbaycan’dan gelen canlarımızın, kendi aralarında tertipledikleri bir programları olduklarını, şahsımı da aralarından görmek istediklerini, söylemeleri üzerine birlikte otele geçtik.
orada Ömer Keleş kardeşim, seni biriyle tanıştırmak istiyorum diyerek Prof Özkan Hüseyin bey ile Şafak Sahibli, Nadir Naringül hanımlarla tanıştırıyor, Türk dünyası adına engin fikirlerinden istifade ettigimiz hocalarımız birlikte kitaplarını imzalayarak bizleri onurlandırıyor
Sonra bir şeyler içip saz lı sözlü programa dahil olup, harika bir gece geçiriyoruz,
Oynadıgı Özbek danslarıyla, Edebiyatçı, akademisyen, ve bütün Türk dillerine hakim olan, G Melsovna Kadirova hanımında, farklı bir özelliğine daha şahitlik ediyoruz, iyi ki varsın kıymetlimiz,
Gece için başta Düzgün bey ve tüm dostlarımıza teşekür ederken
yine bir sabahı Adana’da avucladık, şakirpaşa konağı, sinama müzesi, Atatürk evi, serbest zaman, merkez cami, Zübeyde ana, bayraklı park ve kardeşlerimize birlikte alışveriş zamanı .
…üçüncü geceye, Atatürk parkı içerisinde bulunan yetmiş beşinci Sanat galerisinde başlıyorken,
Festivale birkaç gün gecikmeli gelen, Safiye samyeli’yle karşılaşıp sohbet etme imkanı bulduk “Aşkın kaderi” isimli parçasını çok beğendiğimi,
Son dönemde, tekrarını dinlediğim tek parça olduğunu, mutlaka kendi nefesinde seslendirmesi gerektiğini
Söylediğimde, memnun olduğunu, mutlaka dikkate alacağını ve senin için parçayı sahnede söyleyeceğim demesine rağmen, programın yoğun olmasından kaynaklanan sebeple, aradan kaynadı gitti, ama sabah sayfamda benim için okunmuş halini görünce, çok mutlu oldum, demek ki insanın sair yürekli dostların olması böyle birşey diye düşündüm, kendi kendime, Teşekürler Safiye sultan,
Şairler Elmeddin Hebiboğlu, Nazım Hüseyinli, Ulvi Yürük, Qabil Nabiyev,
performanslarının ardından,
sahne de sanatları ile devleşen
Elmir Mədətoğlu Bəstəkar, Xeyyam Astarali, Zeyneb Derbendli, geceye damgasını vuruyor söylediği parcalarla 29 Ekim Cumhuriyet bayramını bütün Türk bayrakları ellerde, herkes ayakta el ele kutlamanın mutluluğunu yaşadık …
Gece kapanıp odama çekildiğimde
Kazak, Tatar ve Özbekler’le istediğim gibi iletişim kuramamanın üzüntüsünü yaşarken, Latin alfabesile yazıştığımız dostlarımız için, büyük Başbuğ a birkez daha minnet, şükran duyup tanrıya şükür ettim.
IX
Ve artık Adana’da son geceyi kapatıp,
son sabaha kapı araladık..
Güneş doğmuş,
Dostlarımız yavaş yavaş gidiş moduna geçmişlerdi, birlikte kahvaltı yaptıktan hemen sonra, valizlerine yardımcı olup otobüslerine bindirdik. Yine bir başka zamanda, karşılaşma umuduyla. çed başkanı ile birlikte el salladık dostlarımızın ardından
Yahya Kemal’i de hatırlayarak
Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden. …..
X
Sonra şiir seçkisi ve festival için bir durum değerlendirmesi yapıp, yüz akıyla çıktığı için Halise hanımı
Kutlayarak otelden ayrıldım.
Böylesi büyük bir orğanizasyonun oluşumu her babayiğidin harcı ve haddi değilken
13 ülkede yaşayan Türk milletinin edebiyatçı evlatlarını bir araya getirip, ağırlamak ve aynı olgunlukla göz yaşları arasında uğurlamak
oluşumun her anını bildiğim,
hangi dez avantajları, avantaja dönüştürdüğüne şahitlik ettiğim, için, iki defa kutluyorum, iyi ki varsın iyi ki seni tanıyoruz.
“Başarı inanların yitiği
Zafer sahiplenenlerin gerçeği” olduğunu bir kez daha hatırlattın herkese,
tebrikler Halise Tekbaş
XI
Ayrıca festivale katkılarını esirğemedikleri için, Adana valiliği, ve Büyükşehir, Sarıçam, Karaisalı belediyelerine şükranlarımı sunuyorum….
Arta kalanlar
Festivale, mersinden gelirken,
bölge gazetelerinde çıkmış olan şiirlerimin olduğu sayıları erinmeden toplayıp bana getirme nezaketinde bulunan, Ihtiyar diyerek uğraşmış olsamda, üstadım, hocam
Sıtkı Demir‘e diyorum ki herkesin senin gibi bir ağabeyi olsun inşallah, çok sağolasın ihtiyar çook
Hasta hali ile hayatımda gördüğüm en güzel canlı performaslarından birine şahitlik ettiren, her gün en az beş saat olmak üzere üç gün program yaparak, başarının asla tesadüf olmadığını da, TRT okulu mezunu olduğu ile birlikte öğreniyoruz, Nevra Çağlayan hanım,
harika idiniz, Size Bir ara çok güldüm, bilmediğiniz bir dilde şiirler okunurken, nerde keseceğinizi kararlaştıramamanız, yüzünüze yansıyan mimikleriniz….
Çok iyiydiniz çook
O artık bizden biri, Kırgız Ömür Begali, herkesle tanışmak istiyor, yarım yamalak Türkçesi ile çırpınıp duruyor, sıcak sempatik hareketleri ile kendini belkide tam olmasa da ifade ediyor, yeni tanıştığı dostlarına kitaplarını imzalıyor, tanıyan herkes tarafından çok seviliyor, iyi ki, geldiniz, iyi ki tanıdık sizi ömür hanım
Teşekkürler
Çok fazla tanışamasak da, ilerki yıllarda çok iyi dost olacagımıza, Azerbaycan hakkında ondan çok Özel bilgiler edinecegime inancım tamdır, Faiq Balabeyli
iyi ki geldin ,iyi ki tanıdık..
Ve akşama yakın Elazığ’a dönmeden son uğrak yerim,
Adana Büyükşehir belediyesi, sehrül Emini, Hüseyin Sözlü, ile kısa bir Adana değerlendirmesi yapıp, program’a verdiği katkı içinde ayriyeten memnuniyetimi arz edip, Helalleşerek ayrılıyorum ordan ve Adanadan…
Hoşçakal Adana,
Tüm gidişlerimde olduğu gibi, yine yapa yalnız hissediyorum kendimi, Atsız atanın deyişi ile ..
“Bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
itler bile gülecek kimsesizliğimize
Gidiyorum: gönlümde acısı yanıkların…
Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların
Yalnız bir hatırsı kaldı artık yanımda.
Tekrar görüşmek ümidi ile
Cahit Günay