Sen benim, bir Enver hayalimin parçası, Nuri Paşa’nın mücadele azminin nişanesi, İslâm ordularının kanları ile sulanmış kutsal topraklarısın. Sen Türkiye Türkleri için;
“Çırpınırdın Karadeniz,
Bakıp Türk’ün bayrağına
‘Ah’ deyerdin, hiç ölmezdim,
Düşebilsem ayağına.
Ayrı düşmüş dost elinden,
Yıllar var ki, çarpar sinem,
Vefalıdır, geldi giden,
Yol ver Türk’ün bayrağına.
İnciler dök gel yoluna,
Sırmalar düz sağ, soluna
Fırtınalar dursun yana
Selam Türk’ün bayrağına.
Hamidiye o Türk kanı
Hiç birinin bitmez şanı
Kazbek olsun ilk kurbanı,
Selam Türk’ün bayrağına.
Dost elinden esen yeller,
Bana şiir, selam söyler
Olsun bizim bütün eller,
Kurban Türk’ün bayrağına”
diye şiirler yazıp bu uğurda şehadete koşan Ahmet Cevat’ın, bir yanında milliyetsizleştirme, diğer yanında manevi çöküntüler yaşatılması projesine göğsünü siper etmiş, Ebulfez Elçibey’in, Mehmet Emin Resulzade’nin Gazeteci Çengiz Mustafayev, Mubariz’in, Ferize’nin ve binlerce çığlıklarını göklere salan Türk kadınının emanetisin, Türklere göre kadını güçlü olan toplumlar, o toplumunda güçlü olacağına dalaletidir. Bugün ki Azerbaycan’ın hızla ilerlemesi de güçlü kadınların omuzlarında devam etmektedir.
Bugün ki sayfamızın da konuğu; son dönem Azarbaycan edebiyatının önemli kadın kahramanlarından biri olan 1963 yılı Mayısı’nda Nahçıvan’da öğretmen bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen, babası Türkiye ile Azarbaycan bağların kesilmesi için devrin rejimi tarafından Türkiye’ye ait her şeyin yasak olduğu bir dönemde, Azarbaycan’a gizli saklı yollarla Türkiye’den getirttiği kitapları, öğrencilerine okuyup Türkiye Türkçesinin önemini izah ederek, Türkiye demek bütün dünya Türklüğü’ nün huzur kapısı demek olduğuna inanan, Atatürkçü Sultan Bey’in kızı olarak dünyaya geldi. Hâlen Azerbaycan okullarında Azerbaycan dili ve edebiyatı öğretmenliğini yapmaktadır. Görev aldığı etkinliklerde öğrencilerinin ellerinde Azerbaycan bayrakları ile birlikte al bayrağımızı da onurluca taşıttıran İltimas Hanım, şiirlerini genel olarak Türkiye Türkçesi ile yazıp dünyaya seslenirken, şiirleri de diğer Türk dillerine çevrilerek dergi, gazete ve televizyonlarında yayınlanıp uluslararası birçok projelerde ödülle taçlanarak bestelenmiştir…
Kendisine Türkiye’de yakıştırılan Azerbaycan’ın Karakoçu sıfatı, onu Kahramanmaraş, Elbistan ve bölge hakkında bilgi edinmeye sevk ederek, bölge insanına ve şehrine de ayrı bir sempati beslemesini sağlamıştır.
Yine iltimas Hanım’ın, Eyvallah Heşimov tarafından bestelenen “Türk’üz Biz” parçası Azarbaycan’ın meşhur sanatçılarından olan 2018 yılında rahmete kavuşmuş Novruz Novruzlu’nun son söylediği parçalardan biri olarak tarih sayfasında yerini aldı. Neden Türkiye Türkçesi dediğiniz de aldığınız cevap ta; “Aynı dil, aynı umut, aynı hayâl demektir ve bizim bütün dünya Türklüğü ile birlikte, bir umudumuz, bir hayalimiz, Dünyaya söyleyecek Türkçe ortak bir sözümüz olmalıdır diye düşünüyor olmamın yanında, Azarbaycan’da yaşanmış ve Karabağ’ın özgür olması sürecine kadar süreceğini düşündüğümüz insanlığa kara leke olarak geçen, zulmü birlikte yaşayıp ateş çemberinden geçerek Karabağ başta olmak üzere birçok bölgesi için vicdan taşıyan bütün insanlığa karalar bağlatmıştır. Çoluk çocuk demeden katledilmiş bir acının yüreğini taşıyan edebiyatçıların bu acılarını dünyaya taşımanın en etkili yollarından biri olduğunu düşündüğüm şiirlerimi de Türkiye Türkçesi ile yazmayı uygun görüyorum” diye cevap veren, İltimas Hanım, hâlen Bakü şehrinde yaşayan evli üç çocuk annesi olarak hayatını devam ettirmektedir.
GEL DE UĞURLA
Takatim tükendi, aklım duruldu
Dağlandı yüreğim, kalbim vuruldu
Yetişti zamanım, mühür vuruldu
Son gemi kalkıyor gel de uğurla.
Halim perişandır, canım can üste
Gözlerim yollarda, kulağım seste
Görünmez olacağım belki bu siste
Son gemi kalkıyor gel de uğurla.
Havalar soğudu üşüyorum yar
Aşkını kalbimde taşıyorum yar
Belki son günümü yaşıyorum yar
Son gemi kalkıyor gel de uğurla.
Sonbahar yağmuru ıslattı teni
Rüzgârlar savurdu, uslattı beni
Sevenlerin sonu vuslattı hani?
Son gemi kalkıyor gel de uğurla.
Kavurdu ateşte, sövdü felekler
Dağa taşa çırptı, dövdü külekler
Ben ölürken seni övdü melekler
Son gemi kalkıyor gel de uğurla
(İltimas İSMAİL)
TACI DÜŞMÜŞTÜR
Deyin ağlamasın nasıl bu gözler
Kaç yıldır içime acı düşmüştür
Kalbimden kopuyor yanıklı sözler
Vatanın başından tacı düşmüştür
Kar saçlı analar göç yolundadır
Bitmeyen umutlar hep solundadır
Yıllardır bohçası el kolundadır
Bahtına vuslatın geci düşmüştür
Cennet yaylalarım tutsak, zordadır
Zirvesi bayraksız Şuşam dardadır
Dağılmış mezarlar, ruhlar ordadır
Duyarsız dünyanın gücü düşmüştür
Vatan bir yüzükse, taşı Karabağ
Hasret çekenlerin yaşı Karabağ
Sızlayan yüreğin başı Karabağ
Yıllardır yurdumun deci düşmüştür
İltimas’ım yine ruhum caymadı
Bin defa yazsam da kalem doymadı
Sağır sultan duydu, cihan duymadı
Boynuma vatanın öcü düşmüştür
(İltimas İsmail)