Müstəqil.Az qardaş ölkə Türkiyədə yaşayan şair, yazar Hami Orucun Türkiyə türkcəsində olan yazısını təqdim edir:
*****
İlmi sınırsız olan Allahtır… İlahi din secdeli olmaktır…acizliği kabuldür… Ya “Beşeri din” bunun zıttı…secdenin yerini isyan alır… Acizliği reddir, kibir alır acizliği kabulün yerini…
İnsan kendine yazık ediyor… İlahi kitaplarda bulamadığı bilgilere erişmesi için insan akıl verilmiş… İştişare ile insanlık işlerini halletsinler istenmiş… Akıl secdeden uzaklaş dediği an şeytandır…değilse melek…
İslam filozoflarından da bahsedelim… Secdeden uzaklaştıran nassın yerine İştişareyi koyan düşünüre Allaha inanıyor diye İslam filozofu deme… Kur’an haber vermiştir…” insanları ve cinleri toplasak” yine de nassa eş değer bir iştişare ürünü oluşmaz…
Allah meclise denk mi?.. İştişare ile ürün edinelim… İlimden payı ne ki, meclisi oluşturanların… Melekler yanıldı der Kur’an. Hz Ademi yaratacağı zaman Allaha “kan dökecek bir varlık mı… “demişlerdi” siz benim bildiğimi bilmezsiniz buyurdu yüce Allah…
Evet… Secdeli de olsa meclise nasa eş değer bir yol bulma hakkı verilmemiştir… Mezheplerin oluşumunda ayet…Hadis…yani sünnet…üzerine bir değer tanınmamıştır… Yine de “mezheplere uydurulmuş din” diyenler var… Secdelilerdendir mezhep imamları… Ya ayet sünnet tanımazların secdesizlerin meclisleri ne kadar âcizdir, insanlığa rahmet yolu çizmekten… Allahın yerine ins ve cinden oluşan bir meclisi koyanın hali nice olur… İnsanlara kan kustururlar…
Allahın rahmeti ve merhameti var mı ki ins ve cinden oluşturulan o mecliste… Allahın ilmi var mı? Allahın adaleti var mı? Hz İsaya Allahın oğlu diyenler bir hile peşindeler… Allahın adaleti onlardan nasıl zuhur etsin… İtaat merkezi bizim diyecekler, Allahın adaleti yerini bulmayacak… Yahudiler se seçilmiş ırkız diyecekler yine Allahın adaleti yerini bulmayacak… Yeryüzünün halifesi imamı olmak için herkes bir hile uydurmuş. Layık olana nasıl ulaşır bu şartlarda, Allahın adaleti yerini bulamaz bu şartlarda…
Şartlara bakın Şia mezhebi diyor ki insin cinin itaat merkezi ehli beytten gelenlerdir… Allaha en secdeli kimdir diye soran yok… Allah yarattı bunları onların itaat merkezi olmaya en layık olan ne Yahudilerin dediği gibi Yahudi ırkıdır ne Hz İsayı “Allahın oğludur “diyenlerdir… Bu hak en secdelinindir… İnsan hangi soydan gelirse gelsin iyisi var kötüsü var… Ama secdelinin kötüsü yok…
İmametlikle ilgili görüşler çok… Secdeliye ver (secdeli kişiye veya seçilmiş bir ekibe) itaat merkezi olma hakkını… Secdeli Allahta yok olmuşa denir… Yani varlık gösteren secdeli değil. Ölü gibi olmalı Allahın değerlerine karşı… O secdelidir ancak.
Evet… Sözlükte imâm “kendisine uyulan kimse” demektir. Yani itaat merkezi… Kurum veya kişi… Kur’an “Allaha ve rasulüne itaat edin” der. Vahiy son buldu…peygamberlik son buldu…İns ve cinnin itaat merkezi olmayı hak eden kişi veya kurum(cami, kilise, Havra) veya bir soy veya soylardan seçilmiş bir ekip kimdir sorusuna İslam mezhepleri cevap aramış…
Evet… Hâricîler’e göre adaletin gerçekleşebilmesi için toplumdaki bütün işlerin Allah’ın emir ve yasaklarına uyularak yürütülmesi gerekir. Zira hüküm Allah’a aittir. Devletin en önemli niteliği olan adalet ilkesiyle Allah’ın hükmünün gerçekleştirilmesinden birinci derecede sorumlu makam imâmettir. İmâmet âdil, âlim ve zâhid olması şartıyla hür veya köle her Müslüman tarafından yürütülebilir… der.
Evet… İmâmetin gerekli olup olmadığı konusunda iki gruba ayrılan Mu‘tezile’nin bir kısmı imam belirlemenin ümmete vâcip olduğu, diğerleri ise bu görevin yerine getirilmesinin de getirilmemesinin de mümkün olduğu görüşündedir…
Evet… M. Reşîd Rızâ olmak üzere diğer müellifler ise cihanşümul İslâm imâmetinin Hulefâ-yi Râşidîn modeli esas alınarak yeniden düzenlenmesi fikrini savunmuştur (el-Ḫilâfe evi’l-imâmetü’l-ʿuẓmâ). Bununla birlikte modern Sünnî imâmet düşüncesinde en çok vurgulanan husus imâmetin seçime dayandırılması ve şûra hükümetinin kurulmasıdır. Bu prensipler, genellikle Hulefâ-yi Râşidîn’i sonrakilerden ayıran özellikler olarak ortaya konulmuştur.
Hamdi Oruc
Müstəqil.Az